Tuesday, September 27, 2016

2011 Şubat Devrimi Sonrası Süreç ve Aktörler (2015-03-03)


Libya’lıların Şubat 2011’de 42 yıllık ‘’devrim rehberleri’’ Albay Kaddafi karşıtı gösterilere başlamasının üzerinden 4 yıl geçti. Ancak ülkenin şu anki durumu Kaddafi yönetimi altında olduğu dönemden daha istikrarlı ve huzurlu değil.

Geçen 4 yıl içinde Kaddafi’nin kendi geliştirdiği devlet sistemi  ’’cemahiriye’’nin yarattığı bozuk devlet ve ekonomi sisteminin toplum üzerinde yarattığı hasar onarılmaya çalışılmış , modern devletlerdeki gibi devlet kurumları inşa edilmeye uğraşılmıştır. Ancak Kaddafi’nin cemahiriye sisteminin bıraktığı hasar, bu sistemde yetişmiş insanların oluşturduğu toplum,, özellikle 90’larda orduyu pasifize etme siyasetinin yarattığı güvenlik gücü eksiği  gibi problemler yeni devlet inşasını çok zor kılmaktadır.

Yurt dışında eğitim almış elit bürokratik sınıf Devrim sonrası Libya'da yeni devlet inşası sürecinde bunu başarabilecek yegane insan kaynağı olarak görülmektedir.Bunun yanında hayatını uzun yıllar batıda geçirmiş sivil ve asker Libya'lılar da devrim sonrasında ülkelerine dönerek yeniden inşa sürecinde rol üstlenmeye çalışmaktadırlar.Gene yarım asra yakın bir süre başta kalan Kaddafi rejimi döneminde baskı gören etnik ve siyasi gruplar da yeni Libya’nın siyasi sahnesinde önemli aktörlerdendir.

Kaddafi’nin Cemahiriye sisteminde halkın ‘’siyasi partiler olmadan da kendi kendilerini yönetebileceği’’ savunulmuş ve ülkedeki siyasi kültür siyasi partiler olmadan gelişmiştir. Devrimden hemen sonra 374 siyasi partinin kurulmuş olması ise dikkat çekicidir. Libya'da siyasi partilerin tek bir seçim bölgesinde dahi örgütlenerek seçimlere girebilmesi bu kadar çok partinin kurulmuş olmasının sebeplerinden biri olarak kabul edilebilir.Bu partilerin bir çoğu hiyerarşik yapından yoksun ve ülke  genelinde ciddi bir tabana sahip olmayan partilerdir. Bir kaçı dışında tüm partiler oldukça dar nüfuza ve politikaya sahiptir. Bu partiler içinde en öne çıkan ve nispeten bir disipline sahip olanlar Mahmut Cibril’in liderliğini yaptığı ve liberal söylemlere sahip Ulusal Güçler İttifakı Partisi , Libya’nın Arap ve Müslüman kimliğini sürdürmesi gerektiğini düşünen Cuma El Gamati’nin Değişim Partisi ve Müslüman Kardeşlere yakınlığıyla bilinen Adalet ve İnşa Partisi’dir.  Özellikle Adalet ve İnşa Partisi Kaddafi döneminde faaliyetlerini gizli ancak istikrarlı şekilde sürdürmesinin verdiği disiplinle Devrim sonrası en güçlü partilerden biri haline gelmiştir.

Hükümet Krizi
Devrim sonrasında Libya siyasetinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de meşru hükümet sorunudur.

Geçtiğimiz yaz Libya'nın Şafağı adındaki milis gücün Trablus'un kontrolünü ele geçirmesi Libya'da hükümet krizini derinleştirmiştir. 90'larda Kaddafi'ye karşı savaşan El-Kaide'ye yakın silahlı milisler ,Berberi milisler ve Müslüman Kardeşler'den oluşan bu grup batı ve bazı bölge ülkeleri tarafından "rahatsız edici" bulunmaktadır. Buna karşın çoğunlukla Kaddafi dönemi subayları ve ülkenin doğusu için geniş özerklik talep eden federalistlerden oluşan Halife Haftar'ın liderliğini yaptığı grup ise kendi hükümetini ülkenin doğusunda Tobruk'da kurmuştur.

Trablus ve Tobruk hükümetlerinin meşruluk iddiaları hali hazırda sürmekte ve istikrarsızlığa sebep olmaktadır.


Siyasetten Men Yasası  ve Halife Haftar

Devrim sonrası Kaddafi döneminden kalma bürokrat ve siyasetçileri temizleme hedefi taşıyan ve kamuoyunda ‘’Siyasetten Men Yasası’’ olarak bilinen yasa, partilerin çekişmesine sahne olmuş ve netice olarak Devrim sonrası Libya’da önemli siyasi gelişmeleri beraberinde getirmiştir. En başta Devrim öncesi 10 yılı kapsaması planlanan yasa daha sonra Kaddafi’nin başa geldiği 9 Eylül 1969 tarihini kapsayacak şekilde genişletilmiş, ülkelerine yeniden inşa sürecinde rol alma umuduyla dönen birçok isim siyasi sahneden çekilmek zorunda kalmıştır. Bu isimler arasında seküler ve batıya dönük söylemlere sahip Mahmud Cibril gibi isimlerde bulunmaktaydı. Önemli siyasetçilerin bu yasa sebebiyle görevlerini bırakması ülkede Müslüman Kardeşler ve bazı selefi gruplara alan açmıştır. Mısır gibi Müslüman Kardeşleri tehdit unsuru olarak kabul eden ülkeler ve Libya’da önceliği gücünü arttıran cihadçı örgütlerle mücadeleye veren ülkeler Tümgeneral Haftar’ı desteklemeye başlamışlardır. Nitekim Halife Haftar kazandığı uluslararası desteği büyük ölçüde ülkedeki cihadçı gruplara karşı giriştiği ‘’Şeref Operasyonu’’na borçludur denilebilir.

Halife Haftar bu operasyonla ülke içinde ve dışında sempati ve prestij kazanmış olsa da 14 Mayıs 2014’de parlamentoyu fes etme ve yerine bir ‘’başkanlık komitesi’’ kurma girişimi kendisi her ne kadar öyle olmadığını iddia etse de ‘’darbe özelliklerini taşıyan’’ bir girişim olarak kabul edilmektedir. Devrimle sonrası sürecin askeri darbeyle ilerlemesinin Libya halkı ve uluslararası camia tarafından kabul edilebilir bir durum olması beklenilmemektedir.

Sonuç
Devrim sonrası Libya’nın dünyaya adapte olması ve modern bir devlet sisteminin inşası başlıca sorun olarak görünmektedir. Kurulacak yeni kurumlar ve sistemin halk tarafından benimsenmesi kısa vadede gerçekleşmesi zor bir hedeftir. Bunun en büyük sebebi yarım asra yakın varlığını sürdüren Kaddafi rejiminin Libya halkını dünyadan önemli ölçüde izole etmiş olmasıdır. İç savaşta hasar gören ülke alt yapısı ise ülkenin zengin yer altı kaynaklarının doğru kullanılmasıyla aşılması kolay bir sorundur. Bu da ülkede devlet kurumlarının yeniden kurulmasındaki başarıyla doğru orantılıdır.

Çok aktörlü ve dinamik devrim sonrası Libya siyasi sahnesinde Siyasetten Men Yasası önemli kırılmalara yol açmıştır. Bu yasanın yapılmasından siyasi en güçlü çıkan aktörlerin başında Kaddafi döneminde bastırılan ve örgütlenmelerini gizli yürüten Müslüman Kardeşler gelmektedir. Yasa sonrası siyasetten çekilmek zorunda kalan bazı siyasetçilerin desteğini alan Halife Haftar 'ın da yasanın çıkmasından olumlu etkilendiği kabul edilmektedir. Halife Haftar elinde tuttuğu askeri güçle de dikkat çeken bir aktördür. Bu gücüyle Libya’nın içinde bulunduğu durumda kendine önemli bir rol biçtiği kendi beyanatlarından bilinmektedir. Ancak Halife Haftar’ın Libya-Çad Savaşında edindiği kötü şöhret , eski rejimin önemli bir ismi olması ve gücünü büyük ölçüde halk desteğinden değil askeri gücünden alması Haftar’ı Libya siyasetinde zayıflatan sebepler olarak kabul edilmektedir.

 KAYNAKLAR
1)The Unravaelling: In a failing state, an anti-Islamist general mounts a divisive campaign by Jon Lee Anderson (http://www.newyorker.com/magazine/2015/02/23/unravelling )
2) EMRAH KEKILLI : 17 ŞUBAT DEVRİMİ’NDEN HAFTAR DARBE GİRİŞİMİNE LİBYA SİYASETİ (http://file.setav.org/Files/Pdf/20140618123220_17-subat-devrimi’nden-halife-haftar-darbe-girisimine-libya-siyaseti-pdf.pdf )
3) Barak Barfi: Khalifa Haftar: Rebuilding Libya from the Top Down (http://www.washingtoninstitute.org/uploads/Documents/pubs/ResearchNote_22_BarakBarfi.pdf )
4) Hugh Miles : ANALYSIS
LIBYA’S ISLAMIC CAPITALISTS ( www.nupi.no/.../Giuma Abdalla ... )


Yazar: Özcan Çetin - Dumlupınar Üniversitesi / Siyaset Bilim ve Uluslararası İlişk

No comments:

Post a Comment